Kronik Böbrek Yetmezliği Nedir
Kronik böbrek yetmezliği çeşitli nedenlere bağlı olarak böbrek fonksiyonlarının ilerleyici ve düzelmesi mümkün olmayan kaybı ile karakterize olan bir durumdur.
Üç ay veya daha uzun süren böbrek hasarı veya böbrek fonksiyonunu gösteren Glomerülfiltrasyon hızının (Kreatininklirensinin) 60 ml/dak. altında olması şeklinde tanımlanır. Bu olay yavaş ilerlediği için hastalar doktora oldukça geç dönemde başvururlar.
Kronik Böbrek Yetmezliğinin Nedenleri?
Kronik böbrek yetmezliğinin nedenleri çeşitlidir. Toplumlar arasında büyük değişkenlik vardır. Genel olarak, en sık görülen nedenler: hipertansiyon, diyabet glomerülonefrit, kalıtımsal böbrek hastalıkları (polikistik böbrek), idrar yollarında tıkanma ve devamlı ağrı kesiçilerin kullanımına bağlı interstisyel nefrit ve nadiren amiloidosis gibi böbrekte bazı maddelerin birikimidir.
Kronik Böbrek Yetmezliğinin Evreleri
Böbrek yetmezliği son yıllarda 5 evreye ayrılmıştır. Kronik böbrek yetmezliğinin ilk evresinde sadece böbreğin fonksiyonlarında hafif bir azalma tespit edilebilir, hastalarda genellikle belirgin bir şikayet ve belirti yoktur. Böbrek fonksiyonlarını gösteren üre ve kreatininin yükselmesi üçünçü evrede başlar ve bu dönemde hastalarda hafif bir kansızlık gelişmiştir, Hb. 11 gr altına iner, diyabetik hastalarda kansızlığın gelişmesi daha erken evrede olur. Bu evrede bol su içme ve idrar yapma ve geceleri 2-3 sefer idrara gitme başlamıştır ama genellikle hasta bu olay yavaş geliştiği için bunların böbrek hastalığının bir belirtisi olduğunu anlayamaz. Ancak enfeksiyon, vücutta sıvı eksikliği (aşırı bulantı ve kusma, ishal, idrar yollarında bir tıkanma ve böbreğe dokunan ilaç kullanımı, mide ve bağırsaklardan kanama gibi araya giren akut sorunlar hızla ürenin yükselmesine va hastanın genel durumunun bozulmasına neden olur. Geri dönüşümü mümkün olan bu sorunların tedavisi ile hasta sıklıkla tekrar eski durumuna döner.
İleri evreye ulaşmış böbrek yetmezliğinde böbrek fonksiyonları % 25-30 civarına inmiştir. Böbreğin üremik toksinleri atma kapasitesi, idrarı konsantre etmesi, biyolojik olarak sentez ettiği eritroproetin, vitamin D gibi hormonların yapımında azalma olur, klinik belirti ve bulguların (anemiye bağlı devamlı halsizlik, gece sık idrara gitme ve iştah azalması, ödem gibi) vücutta su birikimi belertilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Son dönemde ortaya çıkan bu klinik sendrom, üremi olarak tanımlanır.